12 Eylül 2009 Cumartesi

TUTAMIYORUM


gözyaşlarımda
akıp gidiyorsun
usulca işte
tutamıyorum seni
tutamıyorum içimde

görüntünü belleğimde
ve kokunu tenimde
tutamıyorum
akıp gidiyorsun
derinlere
ulaşamayacağım kadar
uzak geçmişe

gözyaşlarımda
akıp gidiyorsun
usulca işte
tutamıyorum seni
tutamıyorum içimde

HADİ GEL İÇELİM

11 Haziran 2009 Perşembe

EVLİLİK SINAVI


Orijinal Adı: Easy VirtueTür: Komedi, DuygusalYönetmen : Stephan Elliott Senarist : Stephan Elliott, Noel Coward (Kitap) Yapım: 2008, İngiltere, Oyuncular: Colin Firth, Ben Barnes, Kristin Scott Thomas, Jessica Biel, Kimberley Nixon

Filmin hikayesi 1920'lerin İngilteresi'nde geçer.Whittaker Ailesi, geleneklerine son derece bağlı aristokrat bir İngiliz ailesidir. Ailenin oğlu John, tatil için gittiği Fransa'da seksi Amerikalı otomobil yarışçısı Larita ile tanışır ve ani bir kararla evlenerek onu İngiltere'ye getirir.Larita ile John artık Londra'da yaşayacaklardır.Ancak kendilerine ev bulana kadar John'un ailesinin evinde kalmaları gerekmektedir.Larita kayınvalidesi ile tanışır ve tanışır tanışmaz da iki kadın arasında bir iktidar savaşı, bir güç mücadelesi başlar. John'un annesi Veronica, bu Amerikalı gelinin hareketlerini fazla rahat bulmakta ve kendi asil aile yapılarına bir başkaldırı olarak görmektedir. Veronica , aşırı gelenekçi bir annedir.Eşi Colonel Whittaker ise onun aksine özgür ruhlu ve sakin bir adamdır. 1. Dünya savaşına katılmış ve sonrasında önceleri evine Veronica'nın ve çocuklarının yanına dönmemiş, kadınlarla sağda solda takılarak, serseri bir hayatı tercih etmiştir.Neden sonra evine dönmüş, ancak kendi evinde karısının hırsından ve ihtirasından uzak kendi halinde bir hayat yaşamayı tercih etmiştir. Gelin ve kayınvalidenin karşılaşması beklendiğinden daha zor geçecek, Veronica erkekleri baştan çıkarıcı seksilikteki gelininden nefret edecektir. Larita'nın kayınvalidesinin gönlünü kazanma çabaları da boşuna olacaktır. Her fısatta Larita’nın geçmişi ve karakterinin kötü yanlarını ortaya çıkarmaya çalışan, itibarını ve iktidarını sürdürmeye kararlı kayınvalidesi ile ne pahasına olursa olsun evliliğini sürsürmek isteyen Larita arasındaki çatışmada iki kadının zekâlar ı kapışacaktır.Filmin sonunda Larita, annesine karşı her zaman zayıf kalan kocasını kaybetse de kendisini sevecek ve koruyacak güçlü karektere sahip bir erkekle malikaneyi terk edecektir.

Time of your life - Greenday

29 Mayıs 2009 Cuma

MELEKLER VEŞEYTANLAR

Melekler ve Şeytanlar ( Angels and Demons) Dan Brown'ın 2000 yılında yayınlanmış, Da Vinci Şifresi isimli romanın da baş karakteri olan Robert Langdon ilk kez ortaya çıktığı, romanı. Roman,Illuminati isimli eski bir kardeşlik ile Katolik kilisesi arasında geçen olayları anlatmakta. 1776 yılında Almanya'nın Münih kentinde, Adam Weishaupt isimli Kabbalacı bir Hukuk Profesörü ve Baron von Knigge ile diğerlerinin yardımıyla kurulan gizli bir topluluk olan Illuminati, "Aydınlanmış Olanlar" anlamına gelmekte. Kuruluş amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmek ve aydınlanarak dinsel dogmalardan uzak, hür düşünceyi ve Newtoncu pozitif bilimin önünü açmak olan Topluluk, gizli siyasi amaçları olduğu öne sürülerek dünya siyaset tarihinin belki de zaman içerisinde üzerine en fazla komplo teorisi üretilmiş topluluğu halini aldı.
Münih'te kurulup, o yörede (Bavyera) hızla gelişen Illuminati'nin üye kayıtları büyük bir gizlilik içinde saklanıyordu. Öyle ki, üyelerin her birinin takma isimleri vardı ve yazışmalarda bunlar kullanılır, üyelerin gerçek isimleri ve kimlikleri asla kullanılmazdı.

Melekler ve Şeytanlar,ambigramlar hakkında bilgi içeren ilk roman olarak gösterilmekte olup romanının çok büyük bir kısmı Vatikan ve Roma'da, bir kısmı ise İsviçre'de bulunan CERN laboratuvarında geçmekte. Film uyarlaması ise 15 Mayıs 2009'da ABD'de vizyona girmiş bulunmakta.

Robert Longdon'a başta basit bir terörist grup tarafından işlenmiş gibi görünen Cern cinayetinin asıl amacı Vatikan rahiplerinden ve Vatikan geçmişinden öc almak. İllimunati her yere sızabilecek güçtedir ve önce karşı maddeyi sonrada 4 kardinali kaçırırlar. Robert Longdon Da Vinci'nin Şifresinde olduğu gibi tarih bilgisi, kıvrak zekası, azmi ve CERN de bir Illuminati üyesi tarafından öldürülen fizikçi Leonardo Vetra nın kızı olan Vittoria Vetra ile bu olayı da kısıtlı zamanı olmasına rağmen çözecektir.Her saat başı kaçırılan bir rahib doğanın dört elementi kullanılarak öldürülecektir. Robert Longdon ise bir kez daha günü ve dünyayı kurtaracaktır. Film, din ve bilim arasındaki çatışmayı, taraf tutmadan anlatmak olup izleyiciye sürükleyici anlatımıyla din ve tarihle ilgili bilgiler de vermekte.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

KAYGAN




ya sısıkı tut ellerimden
ya büsbütün bırak
kaygan zeminlere
katlanamam ben
varla yok arası
bir yere
katlanamam



ya ekle beni kendine
ya bırak yarım kalayım
parçalanmış bütünlere
katlanamam ben
gerçek yalan
bir aşka
katlanamam

25 Mayıs 2009 Pazartesi

KAKULE


Kakule hem görüntü hem de tat olarak enteresan bir baharat: Yeşil (bazen de beyaz) bir kesenin içinde bulunan kahverengi - siyah tohumların hissedilir ama yumuşak bir aroması var. Tattığınızda hem limonsu ve çiçeksi, hem de temiz ve ferah hisler alıyorsunuz. Meyve salatalarına, meyve sularına, likörlere; portakallı, elmalı ve kahveli tatlılara çok yakışıyor.
Kakule kabuklu halde olduğu takdirde; uygun şartlarda ve hava almayan kaplarda tazeliğini bir sene boyunca koruyor. Baharatçılarda kabuklu veya tohumu öğütülmüş halde satılıyor. Aromasının kaybolmaması için kabuklu alıp, kullanmadan önce havanda dövmek veya değirmende öğütmek daha mantıklı.
İşte denediğim bu büsküvi de İran mutfağına ait, kakuleli yiyeceklerden biri.
Malzemeler:
250 gr. toz şeker
1 yemek kaşığı gülsuyu
3 adet yumurta sarısı
200 gr. tuzsuz tereyağı, oda sıcaklığında yumuşamış
120 ml. bitkisel sıvı yağ
1.5 tatlı kaşığı (tsp) toz kakule
500 gr. pirinç unu
1 yemek kaşığı (tbs) haşhaş tohumu
Tarif:
Küçük bir sos tenceresinin içine şekeri ve 80 ml. (1/3 cup) suyu koyun. Orta ateşte, taa ki şeker eriyene kadar, bir yandan karıştırarak pişirin. Şeker eriyince, tencereyi ocaktan alın. Şurubun içine gülsuyunu katın ve soğuyana kadar, bir köşede bekletin.
Fırını 190 derecede (turbo fanlı fırınlarda 170 derece) ısıtın.
Büyükçe bir karıştırma kabına yumurta sarısını, tereyağını, sıvı yağı ve kakuleyi koyun. Mikserle çırpın. Yavaş yavaş pirinç ununu ekleyin. Hepsi birleşene kadar karıştırın.
Ardından yavaş yavaş şurubu ekleyin. Hamur toparlanana kadar karıştırmaya devam edin.
Krema torbasına 1 cm'lik düz ucu takın. (Eğer krema torbası yoksa: Köşesini 1 cm. kestiğiniz buzdolabı poşetini kullanabilirsiniz.)
Bütün hamuru torbaya doldurun. Torbayı hafifçe sıkın ve ortadan, dışa doğru spiral şekilde döndererek 3 cm. çapında yuvarlak şekiller yaratın. Fırın kağıdı serilmiş tepsiye, 4 cm. aralıklarla aynı işlemi yaparak hamurları yerleştirin.
Hamurların üzerine hafifçe haşhaş tohumu serpiştirin. Fırının orta rafında 12 dakika pişirin. Altı kızarıp, üstü hafifçe pembeleştiğinde fırından çıkarın. Sertleşip, soğuyana kadar bekletin. Aynı şekilde pişirdiğiniz bütün kurabiyeleri, hava almayan bir kapta saklayın.
Önemli: Eğer mutfak sıcaksa, spiral şeklinde hazırladığınız hamurlar, şeklini çabuk kaybediyor. O yüzden, hamurları hazırlar hazırlamaz fırına atın. Onlar pişerken, hamur dolu krema torbasını buzdolabında bekletin.

21 Mayıs 2009 Perşembe

MILK


2008 yapımı bir Amerikan filmi olan Milk filminin konusu Amerikalı bir eşcinsel olan Harvey Milk'in etrafında gelişiyor ve Harvey Milk'i canlandıran Sean Penn'in akıllara durgunluk veren oyunculuğuyla birçok festivalden adaylık ve ödülle dönen bir film olarak çıkıyor karşımıza.Başrol oyuncusu Sean Penn'in bir Golden Globe adaylığı,bir Screen Actors Guild ödülü adaylığı ve ayrıca 2 tanede diğer festivallerden adaylığının yanı sıra BAFTA ödülllerinde En İyi Film dahil 4 dalda aday gösterilmiş bulunan film asıl süksesini Akademi Ödüllerinde yapmış bulunuyor.Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dahil 8 dalda aday gösterilmiş olmakla birlikte bunlardan sadece En İyi Orijinal Senaryo için Dustin Lance ve En İyi Erkek Oyuncu için ünlü aktör Sean Penn lödüle layık görülmüş bulunmakta.

Yönetmenliğini önde gelen bağımsız sinemacılardan Gus Van Sant'in üstlendiği "Milk", 1970'lerin başında San Francisco–Castro sokağında siyasi hayatına başlayan eşcinsel hakları savunucusu Harvey Milk'in, 1978'de suikaste uğramasıyla sonuçlanan hikayesini ele alıyor.

1970'li yılların başında New York'ta yaşayan 40 yaşlarındaki eşcinsel borsacı Harvey Milk ve partneri Scott Smith, eşcinsellerin daha rahat yaşam sürdürebilmeleri nedeniyle San Fransisco'ya taşınırlar ve Castro sokağında Castro Camera adında bir fotoğrafçı dükkanı açarlar. Ancak bu dükkan fotoğrafçılıktan çok, kısa bir süre sonra ülkenin dört tarafından eşcinsellerin akın ettikleri popüler bir buluşma noktası haline gelir.Giderek politik bir güç kazanmaya başladığını fark eden Milk, bu büyük gücü yerel yöneticiliğe giden yolda kullanmak için girişimde bulunacak ve edindiği yeni arkadaş grubunun da desteğiyle hızla politikaya atılacaktır.1973, 1975 ve 1976'da katıldığı ilk üç seçimde başarılı olamasa da 1977'deki dördüncü adaylığında büyük bir başarı yakalayarak o tarihte yeni kurulan San Fransisco 5'inci Bölge Meclisi'ne seçilecektir. Karşısına çıkan en güçlü rakiplerden biri ise kendisi gibi yeni seçilmiş, muhafazakâr görüşlü bir politikacı olan Dan White'tır.Birbirinden çok farklı toplumsal kesimleri temsil eden bu iki politikacının ilk dönemlerde karşılıklı saygı temelinde ilerleyen ilişkileri, yerel yönetimdeki çıkar çatışmalarının gitgide yoğunlaşmasına paralel olarak sonunda trajik bir dönüm noktasına ulaşacak ve 1978'de Harvey Milk'in suikaste uğramasıyla sonuçlanacaktır.